1 Şubat 2016 Pazartesi

BELA- Sally Green

Selam Dünyalılar! 

 Ak ve Kara cadılar! ve birde yarı ak yarı kara cadı nathan..

Ah... nereden başlasam nasıl anlatsam içimde birbirine girmiş duyguları.

spoiler içerebilir söylemedi demeyin.

Nathan. Bence biz en ufak bir olayda üzülmemeli, şikayet etmemeliyiz. çünkü Nathan bu yaşadıklarına rağmen çok güçlü, hala ayakta.

ilk başlarda, Kafeste olduğu anlar üzücüydü. Belirli bir düzeni vardı. sıkı denetim altındaydı ama yinede pes etmedi ve kaçma girişiminde bulundu. tıpkı Meclisten kaçmaya çalıştığı gibi

Mutlu oldum çünkü kaçmayı başardı özgür oldu. Üzüldüm yer yer çünkü, ninesi öldü. Babası yanında değildi.. Ve nathan her gece onun gelip 17 yaşından önce onu kurtaracağını düşünerek uyudu.
***


Kitapta Bana farklı gelen yerlerden birisi de Kara cadıların geceleri kapalı alanlarda uyumayı başaramamaları. Ya, bende yazın geceleri dört duvar arasında uyumaktan hoşlanmıyorum. Yoksa Kara cadı mıyım? hahaha. evet öyleyim ve sizlerden saklıyorum..
neyse Asıl önemli olan noktalardan birisi ise, Güya Ak cadılar iyiymiş. peh. Ak cadılar sandıkları kadar melek değiller. Ayrıca kara cadılar da düşünüldüğü kadar şeytan değiller.
İçlerinde en masumu Nathan.

Annalise birkaç noktada sinirlendim. onun yüzünden başına neler geldi. Nathan Sırtında B-W yada Türkçe düşünürsek K-A yazısını dövme gibi taşıyor. Ve bunun olduğu anlar fazlasıyla can yakıcıydı

rose ve gabriel. ikiside birbirinden tuhaflardı ama favorim Gabriel. Herşey annalise'nin- şuan doğru yazıp yazmadığımı bilmiyorum *-*- yüzünden oldu. Gabriel'in dostça tavırları, yada bilmiyorum sevgi dolu tavırları diyebiliriz, Nathan için iyiydi. Ya nathan'ın cadı halası çok korkunçtu. Bilirsiniz, Havayı kontrol edebiliyor, ama kendisini geliştirmiş. Ürkütücü yaşlı bir halaydı .
fark ettim ki neredeyse her cümlemde en az bir tane Nathan ismi geçmiş. görüyor musunuz sanırım raffe'den sonra birde nathan'a aşık oldum. Ah bu kalbim..hahha.

daha fazla uzatmadan, Alın okuyun derim. Çok güzel. Yazarı sevdim. Kitabı ve kurgusunu da.
Tabiii Nathan'ı da. ^-^  vee bir kitap yorumumun daha sonuna geldik. Gidip KÜLLER'e başlayacağım. çok umutluyum yeni kitabımdan. Hoşçakalın dostlarım.
Ve ayrıca;
Sonu çok heyecanlıydı. VE BENDE İKİCİ KİTAP YOK! 
VE OKUMAYI ÇOK İSTİYORDUM. 
Ne yapalım, artık bir daha ki alışverişime kadar bekleyeceğim... sad story.. 


.
22 Ocak 2016 Cuma

Kıyamet Sonrası -Susan Ee

Selam,

sizlere kucak dolusu ' Ürkünç Ayı ' selamı getirdim. 
Öncelikle kıyamet Sonrası' nın ilk kitabı olan Meleğin Düşüşü ile nasıl karşılaştığımı kısaca anlatayım. 
Bir gün yine kitap alacak param yoktu, staj paramı delice harcamıştım internette geziniyordum ve 
E-kitaplar arasında Gördüm Meleğin Düşüşü'nü. Aslında telefondan yada tabletten kitap okumayı sevmem. Çünkü sayfaları elimde hissedemiyorum ne bileyim can sıkıcı bana göre. 

İndirdim. Ve üç günde telefona resmen gözlerimi yapıştırarak okudum, bitirdim. 

Evet, kitaptan etkilenmekle kalmamış, Düşmüş Baş meleğimize Aşık olmuştum. Tıpkı Penryn gibiii.


Gelelim ikinci kitabı almama, bir sonraki ay staj paramız tekrar yattı. Bu sefer akıllanmış, paramı çar çur etmemiştim. Okuoku'ya girer girmez Birde ne göreyim!

9.90'lık indirimler vardı ve dexten baya kitap vardı. İşte görür görmez Kıyamet Sonrasını sepete ekledim. 

Kitabı elime alır almaz başladım okumaya. Bir yandan da Yurtta kalıyorum valizimi falan hazırlıyordum ama aklıma koymuştum eğer bitiremezsem yurda götürüp okuyacaktım. 

Ve sonraaa, bir hata yaparak kitabı koymayı unuttum. Yurtta neredeyse kafayı yiyecektim. Kitabın en heyecanlı yerlerini acaba şuan neler oluyor diye düşüne düşüne  tam iki hafta geçirdim. Evime gidemediğim iki hafta. koskocaman iki hafta. 
Şuan, 15 tatile girmiş sayılırız, eve iki gün erken gelerek, Kıyamet Sonrası' nın başına geçtim! 
Ah, derin bir nefes aldım. yazarken sonunda şu kısıma ulaşabildim diye *-*   
hani benim alkışım. 

KIYAMET SONRASI RESMİ YORUMUMA GELECEK OLURSAK, 
Ya, Fazla etkileyiciydi, gerçekten. Hani bazı kitaplar vardır tekrar tekrar okumak istersiniz. işte benim için öyle bir kitaptı. İlk defa Bayan karakterimizin salak saçma, ergen tavırları yoktu. Yani okuduğumuz kitaplarda sizinde vardır her hareketine gıcık olduğunuz birileri, Penryn öyle değildi ve bu Kitabın gözümde kalplerle süslenmesinin önemli bir etkeni. 
En duygu yüklü anlar Minik Paige'in geldiği son hal. 

Ya o daha çok küçük birisi, sanki benim kız kardeşimdi, başına gelenlere üzüldüm. 
Ama sonunda Beliel pisliğinden intikam aldığı sahnede Kitabı bırakıp dans edecektim mutluluktan Ben konuya giriş konusunda kötü bir yorumcuyum sanırım. Baksanıza iki saattir konuşuyorum ama hala adam akıllı kitabın içeriğini anlatamadım. Ama sanırım  kısa zaman önce bitirmemden kaynaklanıyor heyecandan kelimeleri toparlayamıyorum. 

Şimdi, olaylar şöyle,  Yaşadıkları dünya, resmen kıyamete adım atılmış bir Dünyaydı. Ve turuncu bir melek Penryn'nin küçük engelli kız kardeşini kaçırması ile başladı. Melekler o sırada Raffe ile kavga ediyorlardı onun kanatlarını kesmeye çalışıyorlardı. Bu sırada da dediğim gibi penryn ailesi ile dışarıdaydı . kaçmaya çalışıyorlardı. Ha bu arada Ben öyle çılgın bir anne görmemiştim hayatımda. Cesetlere ruj ile yazılar yazmalar mı dersiniz, çürük yumurtaları yanında taşımak mı dersiniz yoksa, iz ürücü küçük yıldızlar mı.. inanılmaz değişik birisi. ve sanırım şeytanlarla kafayı bozmuş ama ona karşı tuhaf bir sevgi hissettim bazı yerlerde. sanırım çaresizliğine üzüldüm. 

Penryn kız kardeşini için, Raffe ise kanatlarını geri alabilmek Uğruna aralarında anlaşma yaptılar ve birlik oldular. 
Ve sonra olaylar olaylar, arada birbirlerine karşı hisettikleri duygular..  


Raffe geri planda durmaya çalışıyor, çünkü Meleklerin insan kızlarla ilişki yaşaması yasak. Of anlayacağınız işler karışıktı. 
Kitapta değişik yaratıklara- evet ben yaratık demek istiyorum çünkü Akrep yaratıkları korkunçtu- yer verilmişti. etkisinde kaldım. sahiden.. 
 Size son sözlerim olarak, Bence eğer okumadıysanız hiç durmayın Alın ve okuyun. Ben pes etmedim ve okudum. İyi ki okumuş ve tanımışım böyle hafızlarda yer edinen kurguları, karakterleri.. 
son anlardan bir kare. 
 
Ah, hele bu kısımlar *-* 

Bir an önce Günlerin Sonu'nu almak İstiyoruum!

Ufak Bir Not; instagramda beni takip edebilirsiniz, xkitaplardanbiri :) 


29 Kasım 2014 Cumartesi

İlk Aşk - Kitap yorumu.


John Green - İlk Aşk 


bir yol macerası ,olayı serüven!

kitabımızda dahi olmaya çalışan hayatı boyunca tam 19 tane Kathrine ile çıkan , sürekli terkedildiğini sanan Colin' in,  terk edilmişlik teoremiyle , hasan'ın komiklikleriyle - evet hasan Müslüman ve bu detay çok hoş yazarımız Din konusunda , müslümanlık konusunda bazı bölümlerde doğru yerlere parmak basmıştı . Ki hasanı kendimden biri gibi görüp sahiplendim . kanım ısındı çocuğa .

Colin sürekli terk ediliyordur ve hayatı boyunca hep aynı isimli kızlarla çıkmıştır .

Çok zeki birsi . kitabı okuduktan sonra bende onun gibi Anagram yapmaya çalıştım ve artık sınıfta bile duyduğum kelimeyle anagram yapıyorum , hiç kolay değil ama yaptıkça alışıyorsunuz ben ilk başlarda yazarak başlamıştım . sizde yazımı okuduktan sonra anagram hakkında araştırıp bir göz atmalısınız çok eğlenceli. neyse kitaba dönecek olursam tam istediğim bir maceraydı . sonunda colin ile lindsey çıkmaya başladı ki bu derin bir nefes almamı sağladı o ikisinin çıkmasını çok istiyordum . İyi ki kitabı okumuşum daha fazla saçmalamadan şu konuya da değiniyim . Yazar altlarda kelimenin anlamını falan açıklamıştı ki bu bizimle sohbet içerisindeymiş gibi hissettiriyordu . Çok güzeldi benim için ..

sonunda Colin'in de Evreka ! anı yaşadığı için çok sevindim , teoremini tamamlayabildiği için ..
kitapta matematiksel konular çok vardı ben matematikten nefret ettiğim halde o ek bölümü bile okudum . Pek birşey anlamasamda ,

 formüller kafa karıştırıcı olsa da önemi yoktu çünkü bu kitaba bayılmıştım ve sevdiğim kitabı ne olursa olsun sonuna kadar devam ettiririm . kitapta en ilgimi çeken kelime ise , Sitzpinkler : anlamı oturarak işeyen , tembel pısırık anlamına geliyormuş okuyunca çok gülmüştüm ki hasan colin'e böyle sesleniyor yada kafir diye sesleniyor gerçekten ikisi muhteşem dostluklarıyla harikalar benim gözümde. hep aklımda kalacaklar .güldüren , düşündüren,  iyi ki okumuşum dediğim kitaplardan birisi ..

24 Ekim 2014 Cuma

Yağmur Sonrası - Yorum

YAĞMUR SONRASI
..
Kitabı okumayanlar bu yazıyı -bitti ! diyene kadar okumasın daha iyi olur :)
'' Umut tükenmiş gibi görünsede ikinci şans her zaman vardır '' ne güzel yazılmış değil mi ? okudukça çok mantıklı geldiğini anladım . 2. dünya savaşının tam ortasında büyüleyici yasak aşk ve işlenen korkunç cinayet ..
 

Bora bora adasına en yakın arkadaşı ile giden anne adada westry  adında harika biriyle tanışır . Ama adaya gitmeden önce aslında gerard nişanlıdır . Ama hislerinden emin değildir evlenmek konusnda yada ona gerçekten aşık olup olmadığından emin değildir . başlarda kittyi çok sevmiştim ve bana kendi dostumu hatırlatmıştı . Ama sonraları yaptığı şeyler yüzünden, adada dönüştüğü bencil kişiliğinden nefret eder oldum .
Başlarda ada hayatı normal gidiyordu . Yararlılar kan revan içinde yardıma muhtaç halde geldikleri anlarda savaşın o acı , iç parçalayan yönlerini gün yüzüne çıkardı . Anne ordan oraya koşturuyor yardım ediyordu . Kitty ise lance adında adadaki askerle takılıyordu . iki en yakın arkadaşların arasına sırlar girmeye başlamıştı. Bu konuda gerçekten anne çok sabırlı bir arkadaştı . okurken onu çok sevmem için artı neden oluşturuyor .
Anne ise westry ile adada , sahilin uçsuz yerinde keşfettikleri  bungalow 'a gidiyor orada harika denecek bir aşk yaşıyorlardı .
fakat bir sorun vardı adanın yerli halklarından tita adında bir yaşlı bayan oranın lanetli olduğunu söylüyordu ...
 ben daha fazla uzatmadan fikirlerimi söyleyecek olursam en etkileyen sahnelerden birisi bence kittynin kızı adellanın yıllar sonra Anne' nin adaleti saglamak için yaşlı halinde bora bora adasına torunu ile geri dödüğünde orada cinayeti merak eden birisi vardı adı adellaydı ... aslında adella da kittynin kızıydı . Oraları okurken tüylerim diken diken gözlerim dolu dolu olmuştu ..Kittynin sonralardan adadayken westrye aşık olması sonucu anneye yollanan mektupları kıskancından saklması falan iyicene nefret ettirdi ama sonunda telefonda konuşurke  araları düzeldi . ben Anne'nin yerinde olsam onu affetmezdim . bilmiyorum belki de affederdim ..
neyse ..  birde sonunda beni en çok etkileyen ksım şurasıydı :

'' westry gelmişti . Lanet sona ermişti birlikte yavaşca ama emin adımlarla yürüyorduk . ona biraz daha sokularak koluna girdim . Yakındaki bir ağaçtan düşen şarap rengi iki yaprak sonbahar rüzgarıyla bir süre farklı yollarda dans etti ve sonra yavaşça yere süzülerek ıslak zeminde yan yana yerlerini aldı .. '' 
sayfa 347 kitabn bitişinin son cümlesi . :) içim gerçekten huzurla doldu . torunu jeniffer sayesinde buluştular sonunda. gerçek aşk eninde sonunda birbirini tekrar buldu . tek solukta okuduğum bu kitabın bitmesini istedim mi ? Tabiki hayıır ! keşke bitmeseydi ben alışmıştım onlara yahu :)
bundan sonra favori yazarım Sarah Jıo .. Zaten Böğürten kışı 'nı da okuyup çook begenmiştim ve hatta ağlamıştım o kitapta.




görüntlenme ^-^

-

^-^

 

Blog Template by BloggerCandy.com